Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından itibaren kadınların seküler modernleşmenin en görünür aktörleri olmaları sebebiyle, başörtüsü ya da çeşitli örtünme biçimleri Türkiye tarihinin tartışmalı konularından biri olagelmiştir. 1980'lerden itibaren de seküler elitler başörtüsünü, İslamcıların sistemi bir İslam devletine dönüştürmeye yönelik çabalarının bir parçası olarak görmüşler ve başörtüsünü eğitim ve diğer kamu kuruluşlarında yasaklamak için çeşitli araçlar kullanmışlardır. Bu makale, kadınların dini bir pratiği olan başörtüsünün hem İslami ve hem de seküler siyaset tarafından nasıl ifade edildiğini, ne amaçla kullanıldığını, siyasi kamplaşmalarda nasıl bir rol oynadığını, özellikle de erkek siyasetçiler tarafından siyasi bir sembole dönüştürüldüğünü, başörtüsü yasaklarını ve kadınların tüm bu süreçlerde hangi şekillerde yer aldığını tarihsel bir perspektif kullanarak inceleyecektir.
Research on the coverage of CSOs on social media and the use of social media by CSOs has been gaining momentum. To contribute to this line of research, this study investigates the coverage of civil society organizations (CSO) on Twitter in Turkey by focusing on the most frequently mentioned organizations. It examines the characteristics of these CSOs as well as the effect that social and political developments in Turkey have on their coverage on Twitter. The data were collected from Twitter for the period between August 18, 2019 and September 17, 2019. We found that CSOs were not equally mentioned on Twitter; a total of 29,387 tweets mentioned 4,941 different CSOs, representing only 3.98% of all CSOs in Turkey. We also found that, with a few exceptions, tweets were not equally distributed in number across the CSOs or over time. Furthermore, the content of the tweets about the most frequently mentioned CSOs was strongly related to the political developments in Turkey, thereby reflecting the politically polarized views about the organizations in Turkey. Therefore, we concluded that ideological divisions in politically polarized countries such as Turkey shape the coverage of CSOs on Twitter.
Research on the coverage of CSOs on social media and the use of social media by CSOs has been gaining momentum. To contribute to this line of research, this study investigates the coverage of civil society organizations (CSO) on Twitter in Turkey by focusing on the most frequently mentioned organizations. It examines the characteristics of these CSOs as well as the effect that social and political developments in Turkey have on their coverage on Twitter. The data were collected from Twitter for the period between August 18, 2019 and September 17, 2019. We found that CSOs were not equally mentioned on Twitter; a total of 29,387 tweets mentioned 4,941 different CSOs, representing only 3.98% of all CSOs in Turkey. We also found that, with a few exceptions, tweets were not equally distributed in number across the CSOs or over time. Furthermore, the content of the tweets about the most frequently mentioned CSOs was strongly related to the political developments in Turkey, thereby reflecting the politically polarized views about the organizations in Turkey. Therefore, we concluded that ideological divisions in politically polarized countries such as Turkey shape the coverage of CSOs on Twitter.Keywords: Turkey, CSOs, Twitter, polarization, democracy. ; Sosyal medyada sivil toplum kuruluşlarının (STK) ne kadar yer aldığı ve sosyal medyanın sivil toplum kuruluşları tara-fından kullanılması üzerine araştırmaların sayısı artmaktadır. Bu alandaki çalışmalara katkı vermek amacıyla, bu araştırma, Türkiye'de Twitter'da en çok adı geçen STK'ları inceleyerek bu STK'lardan ne kadar bahsedildiğini ve bahsedilen STK'ların özelliklerini ortaya çıkarmayı hedeflemektedir. Bunu yaparken, STK'lardan bahsedilme sıklığının Türkiye'deki sosyal ve si-yasi gelişmelerden ne kadar etkilendiğini araştırmaktadır. Bu amaçla, 18 Ağustos 2019 ve 17 Eylül 2019 tarihleri arasında yazılmış tweetler incelenmiştir. Analizler, Türkiye'de STK'lardan Twitter'da sayısal olarak eşit bir şekilde bahsedilmediğini göstermiştir. Dernek ya da vakıflardan bahseden toplam 29.387 tweet vardır ve bu tweetlerde 4.941 dernek ya da vakıftan bahsedilmiştir. Bu da Türkiye'de bulunan STK'ların sadece %3,98'inden Twitter'da bahsedildiğine işaret etmektedir. Buna ek olarak, birkaç istisna dışında, STK'lar ile ilgili yazılmış tweetler zaman içinde eşit dağılmamıştır. Ayrıca, bu araştırma STK'lar ile ilgili yazılan tweetlerin Türkiye'deki siyasi gelişmelerle ilişkili olduğunu ve dolayısıyla Türkiye'deki bu kuruluşlarla ilgili siyasi açıdan kutuplaşmış görüşleri yansıttığıni göstermiştir. Bu nedenle, Türkiye gibi siyasi kutuplaşmanın yüksek olduğu ülkelerde ideolojik ayrımların Twitter'da STK'lardan bahsedilmesi üstünde belirleyici bir etkisi olduğu sonucuna varılmıştır.
Yapılan araştırmalar, sivil toplum kuruluşlarına katılımın demokrasi üstünde olumlu bir etkisi olduğunu göstermiştir. Ancak Türkiye'de sivil toplum kuruluşlarına üyelik düşüktür. Bu çalışma, Türkiye'de devlet ile sivil toplum kuruluşları arasındaki ilişkinin tarihine ve sivil toplum kuruluşlarına katılımı etkileyen faktörleri inceleyen literatüre dayanarak Türkiye'de sivil toplum kuruluşlarına üyeliğin düşük olmasının nedenlerini araştırmayı hedeflemektedir. Bu doğrultuda bu çalışmada, 2015 senesinde Türkiye nüfusunu temsil eden bir örneklem ile gerçekleştirilmiş ulusal bir anket çalışması kullanılmıştır. Yapılan analizler, Türkiye'de kişilerin sivil toplum kuruluşlarını demokrasinin önemli öğesi olarak görmediğine işaret etmiştir. Ayrıca, devletin sivil toplum kuruluşlarını dikkate alması, sivil toplum kuruluşlarının devletten bağımsız hareket etmesi ve vatandaşların çekinmeden sivil kuruluşlarına üye olması gibi konularda katılımcıların büyük bir kısmının olumsuz düşüncelere sahip olduğu bulunmuştur. Bu çalışma, Türkiye'de sivil toplum ve devlet ilişkilerinin problemli tarihinin kişilerin sivil toplum kuruluşlarına karşı bu olumsuz yargılara sahip olmalarına ve dolayısıyla sivil toplum kuruluşlarına üyelikten kaçınmalarına neden olduğu sonuca varmıştır. ; Previous research demonstrated that there is a positive relationship between democracy and membership in civil society organizations. Turkey is considered to be a country where membership in civil society organizations is low. Relying on the literature on the factors effecting the participation in civil society organizations and the history of the relationship between civil society organizations and the Turkish state, this article aims to investigate the factors behind low civil society organization membership in Turkey. To this end, this article benefited from a nation-wide survey conducted in 2015. Analysis showed that people in Turkey do not consider strong civil society as an important dimension of democracy. In addition, analysis revealed that a large number of people in Turkey think that: civil society organizations in Turkey are not independent from the state; the state does not see civil society as a partner in policy-making; and people are afraid of being a member of civil society organizations. This article concluded that the problematic history between civil society organizations and the Turkish state is a major reason why people in Turkey hold negative views about civil society organizations, and therefore avoid membership in these organizations.
WOS: 000437199300001 ; Bu araştırmada, Türkiye'de farklı cinsiyet, etnik ve mezhep gruplarına mensup kişilerin, demokrasi ve demokratik devlet tanımları 60 adet yarı-yapılandırılmış yüz yüze görüşmeye dayanarak çalışılmıştır. Bu görüşmelerde, çeşitli etnik ve dini kimliklere ve sosyo-ekonomik gruplara ait bireylerle konuşulmuştur. Görüşmelerin analizi sonucunda, demokrasiyi tanımlarken, kadınların cinsiyet eşitliği üzerinde durduğu, Kürtlerin ve Alevilerin hak ve özgürlüklere, Sünni Türk erkeklerin ise ekonomik refaha odaklandıkları görülmüştür. Bu bulgulara dayanarak, devletle tartışmalı bir ilişki içerisinde olan kimlik gruplarının demokrasiyi hak ve özgürlükler açısından tanımlamaya, devletle bu şekilde bir ilişki içerisinde olmayan grupların ise demokrasiyi tanımlarken ekonomik konuları merkeze almaya daha eğilimli olduğu ortaya konmuştur. Çalışmada ayrıca katılımcıların demokratik devletten beklentileri de incelenmiştir. Görüşmelerin bu bölümünde de benzer sonuçlara ulaşılmıştır. Sünni Türk erkeklerin demokratik devletten beklentileri arasında eşitlik bulunduğu durumlarda bile, bu görüşmecilerin daha çok ekonomik eşitliğin belirli bir ölçüde sağlanmasını kastettikleri anlaşılmıştır. Bunun aksine, Sünni Türk kadınlar, Kürtler ve Aleviler, demokratik devletten beklentilerinin arasında farklı etnik ve dini gruplar arasında eşitliğin sağlanması olduğunu ifade etmişlerdir. Türkiye toplumunu oluşturan bu kimlik gruplarının demokrasiye ve demokratik devlete ilişkin tutumlarındaki bu önemli farklılıklar, Türkiye'de hem demokrasinin konsolide edilmesi hem de bu konudaki toplumsal ayrışmanın azaltılması yönündeki sorunlara işaret etmektedir. ; Utilizing 60 interviews, we examine how people belonging to different gender, ethnic, and sectarian groups in Turkey define democracy and the democratic state. An analysis of the interviews reveals that women emphasize gender equality, while Kurds and Alevis focus on rights and freedoms in their definitions of democracy. Male Sunni Turks, on the other hand, focus on economic welfare. On the basis of these results, we argue that identity groups that have a problematic relationship with the state are more likely to define democracy in terms of rights and freedoms, whereas those who do not have a problematic relationship with the state are more likely to consider economic issues as central to democracy. This research also examined people's expectations of a democratic state. When male Sunni Turks indicated that equality is among their expectations of a democratic state, they formulated it in terms of the state realizing economic equality. Female Sunni Turks, Kurds, and Alevis, on the other hand, emphasized the provision of equality among different ethnic and religious groups in their expectations of a democratic state. These important differences among identity groups in Turkey in terms of their attitudes toward democracy and the democratic state illustrate the problems involved in consolidating democracy as well as significant challenges in lessening social differentiation regarding this issue.
Her geçen gün daha da yaygınlaşan kurumsal sosyal sorumluk uygulamaları, sivil toplum kuruluşlarını işletmeler için önemli bir stratejik ortak konumuna taşımıştır. Bu çerçevede çalışma, işletmelerin kaynak sürdürebilirliği ve toplumsal refahı sağlamak amacıyla gerçekleştirdikleri kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetleri çerçevesinde sivil toplum kuruluşlarıyla yaptıkları iş birliklerini etkileyen faktörleri incelemektedir. Çalışmada öncelikle kurumsal sosyal sorumluluk alanının gelişiminde işletme-sivil toplum kuruluşları iş birliklerinin rolü tartışılmış, ardından finansal performansın, yasal çerçevenin ve sektörün bu iş birlikleri üstündeki etkileri analiz edilmiştir. Araştırma soruları, Borsa İstanbul Sürdürülebilirlik Endeksinde yer alan işletmelerin 2009-2016 dönemi yıllık faaliyet raporları ve finansal raporları kullanılarak oluşturan panel veri setine ikili lojistik regresyon analizi uygulanarak cevaplanmıştır. Yapılan analizler, satış karlılığı arttıkça, işletme-sivil toplum kuruluşları iş birliklerinin arttığını göstermiştir. İmalat sanayinde faaliyet gösteren işletmelerin sivil toplum kuruluşlarıyla geliştirdikleri iş birliklerinin diğer sektörlere göre sayıca daha yüksek olduğu bir diğer araştırma bulgusudur. Ayrıca, faaliyet raporlarında sosyal sorumluluk projelerine yer verilmesinin önerildiği yasal tebliğin bu iş birlikleri üstünde bir etkisinin olmadığı görülmüştür.